(Selin Tutku Tabur – Hakan Türkçapar tarafından Gazete Bilim için yazılmıştır.)
Dikkat! Yazı “spoiler” içerir.
Klinik Psikolog, Psikoterapist
(Selin Tutku Tabur – Hakan Türkçapar tarafından Gazete Bilim için yazılmıştır.)
Dikkat! Yazı “spoiler” içerir.
(Selin Tutku Tabur – Hakan Türkçapar tarafından Fikir Turu için yazılmıştır.)
İkiz kardeşler olan korku ve kaygının işlevi ne? Bu duygularınız ne zaman sorun olmaya başlar? Kaygı ve korkuyla baş etmek için yapmanız gerekenler neler? Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar ve Kln. Psk. Selin Tutku Tabur yazdı.
Oyun oynamanın her çocuk için hak ve ihtiyaç olduğu gerçeğinden yola çıkarak Önemsiyoruz Derneği‘ndeki ruh sağlığı ve tasarım alanlarından gönüllü ekiple birlikte bir dergi çıkardık. Benim de yazar ekibinde bulunduğum bu derginin ilk sayısı 23 Nisan gibi anlamlı bir günde çıktı.
Dergiye
Ebeveynler ve Çocuklar için Eğlenme ve Öğrenme Dergisi ‘ne tıklayarak ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz.
Önerdiğimiz oyunları oynarkenki eğlenceli fotoğraflarınızı da bizlerle paylaşabilirsiniz ✨
Her çocuk farklıdır. Her çocuğun kendine özgü bir gelişim süreci vardır ve bu süreci kendi ritimlerinde geçirirler. Bazı çocuklar bazı çocuklar bu dönemi daha yoğun ve hassas geçirebilmekte, gelişimsel basamaklarda ilerleme hızları farklılaşabilmektedir.
İki yaş dönemi çocukların benmerkezci oldukları dönemdir. Henüz başkalarının ihtiyaçlarının, duygularının olduğunun farkında değillerdir. Empati becerileri tam anlamıyla gelişmemiştir. Kendi davranışlarının başkaları üzerinde bir etkisi olduğunu anlayamazlar.
https://medium.com/@selintutkutabur
Hepimizin kaygı ve korkuyu daha yoğun hissettiği şu günlerde ev tatili boyunca nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuşalım. Öncelikle bu süreçte mümkün olabildiğince gündemi onların yanında olmadan takip edebilmemiz, haberleri 0-12 yaş aralığındaki çocuklarımızdan uzak bir yerde izlemeye önem göstermemiz onların kaygılarını da artırmamak adına faydalı olacaktır. Özellikle ders çalışan çocuklar için bu sürecin bir tatil olmadığını, yerine getirmemiz gereken sorumluluklarımızı evden yapacak olduğumuzu belirtmekte de fayda var. Continue Reading
Asena Akan’la “Çocuk Gelişiminde Müziğin Önemi”ni konuştuğumuz keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Röportajımıza Anne-Bebek Dergisi Haziran sayısından ulaşabilirsiniz. Daha fazlasını okumak isteyenler içinse sohbetin uzun halini bu yazıyla paylaşıyorum.
Bizim konuşurken çok keyif aldığımız için biraz uzun olan bu sohbetimizi sizinde keyifle okumanızı diliyorum. 🙂
Kısaca bahsetmemiz gerekirse Asena, müzik tutkusunun ve eğitiminin yanı sıra psikoloji alanındaki akademik eğitimini İstanbul Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık Bölümü Lisans ve Yüksek Lisans Bölümleri’nde tamamladı. Prof.Dr. Haluk Yavuzer’in asistanlığını yaptığı 5 yıl süresince müzik terapi, psikodrama, aile ve grup terapileri, etkili öğrenme, etkili iletişim/etkili öğretmen eğitimi ve sanat terapisi alanlarında uzmanlık eğitimleri aldı. 10 yılı aşkın süredir, ‘müziğin iyileştirici/dönüştürücü gücünü’, çözüm odaklı danışmanlık yöntemleri ile sentezlediği multidisipliner yaklaşımla; farklı özellikte birey ve gruplarla çalışmalar yapmakta; çeşitli kurumlarda yaratıcı seminer ve müzik atölyeleri düzenlemekte.
Çocuklarla kaliteli zaman geçirmenin en iyi yolu onlarla oyun oynamaktır. Çocuklara zaman ayırıp oyun oynamak, onlar için sevgimizin de bir göstergesidir.
Ebeveynler olarak çocuklarınızla oyun oynadığınızda onların kişiliğini çok daha iyi tanırsınız çünkü, çocuklar oyun sırasında kendilerini tanıtırlar. Bir çocuğun sevdiği – sevmediği, yapabildiği – yapamadığı her şeyi oyun sırasında görebilirsiniz.
Ebeveynlerinin ona zaman ayırmasıyla değerli hisseden ve duygularını aktarabilen çocuk sizinle daha güzel bir iletişim halinde olacak, aranızdaki bağ daha da sağlam ve güzel bir hal alacaktır. Bu sayede çocuğunuzun kişilik gelişimine ve ruhsal sağlığına da katkı sağlayabilirsiniz.
Çocuk psikiyatrisi, çocuklarda gözlemlenen duygu, düşünce, davranış ve bunlarla alakalı gelişimsel sorunların değerlendirilmesi, tanının konulması ve tedavi planlamasının yapılmasını konu edinen alandır. Çocukluk dönemi ruhsal sorunlarının tedavisi çocuk psikiyatrisinin konusu olmakla beraber değişik uzmanlık dallarındaki hekimler günlük pratikte ruhsal yakınmaları olan çocuklarla karşılaşmaktadırlar. Bu yakınmaların tedavisi için ise sıklıkla değişik ilaçlar kullanılma durumunda kalınmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre “ilaç” canlı organizmaya girdiğinde onun işlevlerinde değişiklik yapabilen bir maddedir. Psikiyatride kullanılan psikotrop ilaçlar ise beyine etki ederek psikolojik süreçlerde kullanılan kimyasal maddelerdir. Ruh ve sinir sistemiyle ilgili hastalıkların artmasıyla bu ilaçların üretimi ve kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. Çocuk psikiyatrisinde ilaç kullanımının etkisiyle ilgili kontrollü çalışma sayısının yetersizliğine rağmen psikotrop ilaçların bu alanda da kullanımının özellikle son yıllarda çok arttığı gözlemlenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1987-1996 yılları arasında yapılan bir çalışmada, çocuk ve ergenlerde yıllık psikotrop ilaç kullanım oranının %1,4’ten %3,9’a çıktığı saptanırken, İngiltere’de 10 yıllık bir dönemde çocuk ve ergen hastalarda antidepresan reçeteleme oranının 1.7 kat arttığı, Almanyada ise son yıllarda çocuk ve ergenler için yazılan psikotropik ilaç reçetelerinde yaklaşık 1.5 kat bir artış görülürken, bu artışın özellikle stimulan ve antipsikotik ilaçlarda olduğu, antidepresan reçetelenme oranının sabit kaldığı bildirilmiştir (Olfson, Marcus, Weissman, Jensen,2002:514-21; Aktaran: Kütük,2017).
Oynamak her çocuğun hakkı. Çünkü, çocuk demek oyun demektir. Oyun çocuğun fiziksel, duygusal, sosyal, bilişsel gelişimi için önemli bir ruhsal besin. Oyuncağın malzemesi, şekli farklı olsa da, kültüre özgü değişkenleri olsa da, eylemin kendisi evrenseldir.
Her çocuk doğduktan bir süre sonra oyun oynamaya başlar. Onun tanıma, keşfetme, öğrenme yöntemi, beslenme kaynağı oyundur. Dünyaya gelişiyle başlayan bu oyun oynama süreci hayatı boyunca devam eder. Birkaç saniyeliğine durup düşünelim, hangi yaşta olursa olsun oyun oynamayan biri var mı etrafımızda?