Tesadüflere inanır mısınız?
Ben inanmam. Ben her şeyin bir nedeni olduğunu düşünürüm. Küçük ya da büyük, farkedilir ya da farkedilmez ama bir nedeni vardır. Bazen hiç beklemediğiniz küçücük bir rastlantı hayatınızı değiştirmeye yeter.! Ya da belki de bir başkasının hayatını değiştirmeye yeter kim bilir.! Buna mucizelere inanmak mı dersiniz yoksa kadercilik mi bilmem ama “olacak olan oluyor” bunu biliyorum. Ve her şeyin bir zamanı var.! Öyle bir ağ ki bu karşılaşmamız gerekenlerle karşılaşıyoruz, yaşamamız gerekenleri yaşıyoruz ve her birimiz farkında olmadan birbirimize bir şeyler katıyoruz. Hem de tam zamanında.! Ram Dass’ın dediği gibi; ” Tek yaptığımız birbirimize eve kadar eşlik etmek.”
Küçükken en keyif aldığım şey puzzle yapmaktı. Bir solukta yapardım hemen. Beni zorlasın isterdim basitlerden hoşlanmazdım. Kimseyi de karıştırtmazdım, ben yapacaktım.! Parçaları birleştirmeye merakım o zamanlardan başlamış. Adım adım, kendi çabalarımla bütüne ulaşmak.. Büyüdükçe baktım ki hayatta bir puzzle aslında. Tablo belli. Olacaklar, yaşanacaklar, karşılaşılacaklar.. Parçaları eşit bölünmüş değil sadece, irili ufaklı, daha karışık. Bizler o puzzle parçalarıyla karşılaşıyoruz işte. Benim gibi puzzle severler daha dikkatli bakınıyor etrafına, tesadüfe inanmıyor da işte bu puzzleımın parçası diyor. Söylediğim şey o herkesin 17-18 yaşlarındayken aradığı işaretlerden değil. Anlıyorsunuz hangisinin puzzleınız için önemli bir parça olup olmadığını. Tabiki her tesadüf puzzleımızın parçası değil. Bazen bulduğumuzu sandığımız parça bizim tablomuza ait olmuyor ya da bazen parça, koyduğumuz yere ait olmuyor.! Bunları ilerledikçe anlıyoruz. Zamanla.. Önemli olan bu puzzleı yaparken keyif alabilmek, hem kendimizi hem parçalarımızı yıpratmadan tabloyu tamamlayabilmek.!
Selin Tutku♥️